/> href=

29 Haziran 2009 Pazartesi

Girdap...

Gözlerin girdap
takılmışım içine
öldürür beni bu afitap
kalmışım pençelererinde

sensiz hayat mı kalır
al beni kederinle
yeşil gözlerin alır
senide benide...

sonsuzlukta bulurum seni
eğer sen ararsan beni

dayanırsak eğer
kavuşur ellerimiz
kim ayırabilirki?

Herze-gü

27 Haziran 2009 Cumartesi

Phaselis

Photo by : Herze-gü

SeaSnell


Photo by : Herze-gü

Shell on hand


Photo by : Herze-gü

Mirror on the sky

Photo by : Herze-gü

Lemonies


Photo by:Herze-gü

Legend


Legends
Isnt
Dies

25 Haziran 2009 Perşembe

Hayalinle Aşk

Nasıl duygularla çıktığımı bilemeden kendimi evden attım.sanki biraz mutlu biraz hüzünlü birazda kızgındım.mutluydum çünkü aşıktım,hüzünlüydüm,cünkü sevdiğim kız beni sevmiyordu,kızgındım,çünkü beni neden sevmediğini anlamıyordum.

dolmuşa bindikten sonra rahattım.oturup 10 dakika boyunca yola bakıcaktım.sonra bir bakmışım planım işliyor.
10 dakika sonunda içimdeki hislerle beraber güneş gözlüğümü taktım ve dolmuştan indim.Plan başlamıştı.yürümeye devam ettim.bir dondurmacı dikkatımı çekince dondurma almaya gittim.dondurmam hazırlana dursun,geçen mini etekli kıza bakmadan edemedim.pürüzsüs bacakları beni etkilemişti.kafamı silkeledikten sonra 'lanet bir hormonal tepki' diye düşündüm.hiç tanımadığım bir kızla birlikte olmayı düşünmek sanırım çok aptalcaydı...
ben bu düşüncelerde kaybolmadan,dondurmacı elindeki külahı uzattı.tabi ki bende parasını uzattım...
tekrar yürümeye koyuldum.çiçek pasajına varmıştım artık...
çiçeklere bakarken,aklıma tekrar o geldi.çiçeklerin kokusu onun kokusunu andırıyordu sanki.hele ki gül...
onu en çok hatırlatan gül buketi yaptırdım.satıcıya parasını verdim.güllere bir kere daha baktım.
onu hayal ettim.
onun kokusu...
düşünceler kafamı allakbullak etmişti.
ellerimdeki gül buketini yere attım.arkama birdaha bakmadan yürüdüm.
sinemanın önüne geldiğimde hangi film'e gireceğimi karar veremedim.ama önemli değildi ki.seninle gireceğim her film güzel gelirdi.
hele o ellerini tutunca...

'Sensiz' adlı filme 2 kişilik bilet aldım...bide en büyük boyundan mısır...
sen çok severdin.
tabi ki sıkıcıydı film...
mola zamanında dışarı bile çıkmadım.öylece oturdum.yanımdakı boş koltuğa baktım.
senin oturduğunu hayal ettim.ellerini tuttuğumu düşündüm...
gözlerimi açtığımda filmden geriye sadece aşağıdan yukarıya akan yazılar vardı.Salonda da kimse kalmamıştı.bende kendimi atıverdim o sinirle...

gün bitmişti...

Seni uğurladığım yere gelmiştim.
Doya doya sarılıp öptüğüm yer işte orası...
senin otobüse binip gitmeni bekledim...gözden uzaklaşıncaya kadar baktım...baktım

Güneş batmak üzereydi.gökyüzü en sevdiğim halini almıştı...hani mor ve sarının tonları olurya işte öyle bir gökyüzüydü...
boş bir sokaktaydım.vızıldayan sinekler,havlayan köpekler.Korkularını seslerine yansıtmışlardı.Kendini yırtarcasına havlıyordu.

bende sinirliydim.o siyah köpek gibi bende avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum.

evin bahçesinde bacaklarını ayırmış,kakasını yapan kedi gözlerimin içine baktı.neden yaptığımı bilmiyorum ama ellerimi kediye doğru kaldırıp soluğumun yettiği kadar kahkaha atmaya başladım.kedi kaçmıştı.uzaklarda saklanacağı bir yer bulmuştu.belkide utandırmıştım onu.'Önemli değil' daha önce yapmadığım birşey değildi.
O kahkahaları atarken,gözlerimden gelen yaşlara mani olamamıştım.içimden ettiğim sayısız küfürlerede...
İşte bu bendim.3 duyguyuda aynı anda yaşıyordum.bitkinde düşmüştüm üstelik.

merdivenler hiç olmadığı kadar fazla geldi.neyseki kapıya yaslanmış cebimden anahrarları çıkartıyorum.'Miller anahtarlıklı anahtarımı çıkarttım.Anahtarı deliğine soktum,yavaşca çevirdim.kapının açıkdığını hissedebiliyordum artık...

Kapı açıldığında bana sımsıkı sarıldın...
ama o sen değildin ki.
sadece olmayan hayalin...


Herze-gü
<

23 Haziran 2009 Salı

Sonbahar


Ben yaprakların dökülmeye başladığında doğmuşum.belki bu yüzendir içimden koparttığım kuru yapraklar...
Yılın en romantik,en hüzünlü zamanıdır,Sonbahar.
Belkide umudun sembolüdür.her yere düşen kuru yaprak.Çünkü bilir,düştüğü yerde artık daha güzel bir yaprak çıkacaktır...

Herze-gü

Boşverdim...


Herze-gü designed

Haydi...


Heze-gü

Bulut gibi yaşamak

Bulutlar...dünyanın acısını çekerler.kimileri dayanamaz yaklaşır yeryüzüne.Kimileri tiksinir uzaklaşır bizlerden.cefakarlardır.iyi bir dosttur.görüntüsüyle büyüler.
dünde böyle bir olay yaşadım...alakası bulutlardı.

Yaşadığım dünya mutlu bir yer değil.Savaş,aşk,cinayet,ölüm,yoksulluk...daha nicesi var.
savaşta ölen çocuklar,açlıktan ölen insanlar...mutsuzluk heryerde.
sabah uyandığımda bir umutla dışarı baktım.malesef gene siyah bulutlar etrafı sarmıştı.güneş yüzünü gösteremiyordu.umut burayı çoktan terk etmişti artık.her zamanki gibi dışarı çıktım.daha 2 gün önceki aldatılışımı düşünüyordum.nasıl sevmiştim oysaki,kaltak ilişkimize hiç acımadan bir paçavra gibi atmıştı beni.hem gözlerim gösterdi o anı,hemde bunu rahatlıkla söyleyen o inandırdı kulaklarımı.ahh ona bu kadar kızsam bile o kadar çok seviyordum ki.
bir gök gürültüsüyle düşüncelerimden ayrıldım.o kadar korkutucuydu ki sanki kalbimin içinden geçenleri haykırıyordu.Yol altımdan kayıp gidiyordu.ana yola vardığımda aklım hala onunla meşguldu,zaten 2 gündür tek düşündüğüm şey oydu.tekrar gök gürledi.ama bu sefer kendime gelemedim.üzerimde bir baskı hissettim.neden başımı kaldıramıyordum,neden ellerim oynamıyordu.3 dakika sessizlikten sonra kendime geldiğimi sandım.gözlerim kararmıştı,ölmüşde olabilirdim ama ölsem artık hissederdim.birden bir hafiflik ve sonra gördüğüm şey öldüğüme ikna olmamı sağladı.

yerdeki bendim.kanlar içinde uzanmış duruyordum.herkes etrafımda duruyordu.galiba tam arkamda duran kırmızı araba bana çarpmıştı.hisettiğim de buydu.yerde ne kadar da masum duruyordum...nedense mutluydum.ama neden,kendi kendime;
-hey dostum sen öldün...değiştir o yüzündeki ifadeyi.dedim.
ama mutluydum gene bitmişti herşey.her türlü acı son bulmuştu...ama acaba nereye gidiyordum.daha fazla havalanacağımı sandım ama ölmeden önceki baktığım ağlayan ve gürleyen bulutun yanında olduğumu gördüm.mırıldanıyordu.
-insanlar ağlıyor,ölüyor,intihar ediyor ve benim yapacak bir şeyim yok.sen de ağlıyordun...
neden herkes ağlıyor.
-Dünyanın bir oyunu olduğunu düşünüyorum.dedim
Bulut 2 kere daha şiddetli şekilde gürledi.Eğer ölmemiş olsaydım sağır olabilirdim.Bulut her dakika daha şiddetli ağlıyordu.aşağıya baktığımda artık cesedimin yanında değildim.yerde uzanan 2 tane aşık vardı.2side kurşunlanmıştı.açık kalmış gözleri sanki hala birbirlerine bakıyordu.katilleri de yanı başında onlara bakıyordu.onunda yüzünde acı ifadesi vardı.onlara daha fazla bakamadı.ve ordan koşarak uzaklaştı.bulut ağlamakla ses tonuyla;

-biraz önce gördüğün adam kızkardeşini öldürdü.buna budara töre diyorlar.

-peki neden kızkardeşini vurdu.insan buna nasıl kıyabilir ki?

-kızın yanında gördüğün adam...birbirilerini çok seviyorlardı.ama kızın ailesi onunla olmasını istemiyordu.iki aşık kaçmaya başladı.ama daha fazla kaçamadılar.aile çoktan toplanıp ikisinin öldürülmesine karar vermişti.

Bulut daha fazla ağlıyordu artık.daha fazla gürlüyordu.durmadan tükeniyordu.artık küçücük olmuştu.kendini toplamaya çalıştı.yapamadı.bir insanın son sözünü söyler gibi

-gördün mü?...artık bende gidiyorum.geldiğimden beri bu hayata hep ağladım ve artık tükendim.dayanamıyorum.kendine iyi bak!

Zavallı bulut bütün acılarımızı içine çekip ağlamıştı.sinirden gürlemişti.ve en sonunda ağlamaktan kendini yiyip bitirmişti.

Üzülmüştüm gördüklerime.kendi ölümüm,2 kişinin zalimce ölümü,beni gerçekten yaralamıştı.gözlerimden süzülüyordu yaşlar...peki bana şimdi ne olacaktı.Hep burda mı kalacaktım...
Birden ayaklarım bulutların üstünden kesildi.Gene bir yere gidiyordum...
uzun bir süre gittim...uzakta yalnız bir bulut vardı.gökyüzünde bi o vardı.ama çok büyüktü,kapkaraydı.oda ağlıyordu.
yanına geldiğimde gürledi.aşağıya bakıyordu.merakıma yenik düştüm.

Aşağıda bir bebek vardı,açlıktan bir deri bir kemik kalmıştı.Annesininde ondan farkı yoktu.İncecik derilerinin altından zorlanırcasına çıkan kemikleri görmek hiçde zor değildi.yaklaşık 30 kişi bir kuyunun başında toplanmış kurumuş,kurtlu kuyudan su çekiyordu.peki bu su,daha ne kadar yetebilirdi?

O koskoca bulutda yavaş yavaş bitiyordu.Bir masalın sonunu izlemek gibiydi,o bulutun bitişi...


-Yaptıklarından kaderini suçlama...
diyebildi.

Son 5 dakikasını ağlayarak ve gürleyerek harcadı.

Kendimi berbat hissettim,son 6 saatte yaşadıklarım... şok etti beni.
Gördüğüm onca insan...
O ölü insanlar...
Artık dünyada değillerdi.
Bende değildim sanırsam.

Neden kabullenmiştim aldatıldığımı...neden o kaltağa boyun eğmiştim.hayat karşısında boynumu bükük gezmiştim.pişmandım yaptıklarımdan...
Tekrar kendi ölüm geldi önüme.Ne kadar saf bakıyordu açık kalmış gözleri.Bir ezikliği kabul edermiş gibi.Sonuçta aşktı bu.Diğerleri gibi acılar değildi.Sonunda ölümde vardı belki ama,ben onunla beraber değil yalnız ölmüştüm.Aç yaşamamıştım.Şanslı hissedebilirim kendimi.
Şendi ölüme daha yakından baktım,kulağına eğildim.Ve alexdander pope'un en sevdiğim dizesini söyledim...

-Aşk dediğimiz şey,hayatımızın doğum sancısı değilmidir?

O iki siyah göz kıpırdadı
Belki bende o bulutlar gibi kendimi tüketmiştim.
Ama kim bilir belki damlalarımdan yeni bir ben oluşturabilirim.

!>Herze-gü

15 Haziran 2009 Pazartesi

one...two...F*** you...

hesapta hepiniz aynısınız
başta canınız oluruz,
sonda düşmanınız
nedir sevme şansınız

tek sohbetiniz,bize attığınız çalımınız
seviyorum deyipde ardından vurmanız
sizler nasıl yaratıklarsınız
tek işiniz zaman kaybınız

sizin için değeri yok aşkın
amacı belli...sayısı
tek güzel söz duymak için yırtınırsınız
sebeb-i ziyarete geldik mi evde yoksunuz

sayısı belirler gururunuzu
''sonsuza kadar''
sizden tek birşey olur,
tostun arasına kaşar (mmm nefiss)

sayısıyla mutlu olun zavallısınız :D

herze-gü
zirconium

Sabah

Bu sabah adın kalmış dudaklarımda
Haykırmışım adını rüyalarımda
Unutmak kolay gelmiyor,olmuyor
Kuruyor dudaklarım,adın çıkmıyor

gözlerim kan ağlıyor,sen gelince aklıma
karanlıklar üşüşüyor gözlerime
kafamın içinde bombalar patlıyor
umudum yıpranıyor,kalbim daralıyor


herze-gü

Şimdi Sen Gittin Ya

Şimdi sen gittin ya
Kokusu kalmadı çiçeklerin
soldu rengi güllerin
tadı kalmadı polenlerin

şimdi sen gittin ya
rüzgar farklı eser oldu
isyan eder gibi,bağırır gibi
acımadan yüzlerimize vurdu

Şimdi sen gittin ya
güneş açmaz oldu
kaldı arasında dağların
Bulutların arasında boğuldu

şimdi sen gittin ya
Ötmez oldu kuşlar
sokaklarda mutsuz insanlar
seni bana sorarlar.

Şimdi sen gittin ya
Hoşcakal...


Herze-gü
alpenesarslan

Bataklık

gözlerimi kapattım ben
karanlıkta yürürken
birşey fark etmedi,
açtım gözlerimi yeniden

ayaklarımı çıkaramam ki ben
batmışım boynuma kadar
hareket edemem ki ben
ölmüşüm bu bataklıkta

son nefesim kalmış
haykırmak isterken
ne yapacağımı bilemem ki ben
seni hala böyle severken

daha seni öpmeden
yüzünü görmeden
gidemem buradan
gözümü açamadan

Herze-gü...

Soru İşareti

geçiyor zaman su gibi
bıraktığında da öyle değilmiydi

akıyor gözlerden yaşlar sel gibi
benim nikahım bu yaşlarla değilmiydi.

bakıyordum yüzüne umarsız
sevmediğin belli değilmiydi.

ah,çabuk geçti zaman senle
neden bitmek bilmiyor şimdi
hareket ediyordu akrep,yelkovan
neden durdu şimdi...

dolardı ilk önce gözler
damlardı birer birer sevdalılar
tutulurdu dudaklar
neden böyle kana bulandı yaşlar

neden bukadar bulanık aklım
bir şey düşünemez oldum
bu son sevda kırıntılarıyla
seni arar,seni sorar oldum.
seni sevmek...

herze-gü
Related Posts with Thumbnails