/> href=

23 Temmuz 2009 Perşembe

Türk olmak...


Herze-gü

Türk olmak...
Türkler kasisi sevmez
Kasisten geçerken 2 teker bile olsa kurtarmak ister...

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Hüzünlü Yıldız Kaydı

Rüzgar dağıtsın saçlarını
Kokun etrafa yayılsın
Savursun rüzgar kalp kırıklarını
Geriye kalan senin olsun

Ben zaten hep böyle ağlamadım mı?
Geriye kalmadı senden başka teselli
Hüzün bulut oldu sardı etrafımı
Karanlıklar içinde kalan ben olmadım mı?

Aşk senin yıldızındı,
Ben gökyüzüne baktığımda hep kaydı.

HERZE-GÜ<

19 Temmuz 2009 Pazar

Bu böyle devam etmez...

Meraklı insanı sevmem kardeşim.
Sevmiyorum hatta nefret ediyorum eminim sizde ediyorsunuz

Mesela örneklerle açıklayım;

Dolmuşa bindiğinizde oturan vatandaşların sizin yüzünüze uzaydan gelmiş bir varlıkmış gibi bakması...
Bu 1-2 kişide değil koskoca bir dolmuş dolusu insan.
Sevgili abilerim ablalarım yada benim yaşımdaki vatandaşlar neden bakıyonuz ulan!
Yüzümde birşey varmış gibi hissediyorum.

Birde, sanki beni analiz ediyorlar.geçen 2 dakika onlar için analiz bölümü.
Herkes yüzünüze baktığınızda ne hissedersiniz?
'Burnum mu akmış?'
'Ayakkabılarımı ters giydim?'
'Farklı çorap mı giydim?'
'Yanlış bir hareket mi yaptım?'
Ne var ulan ne var...
Siz dolmuştaki vatandaş;
sabah sabah bu kadar gerilime gerek varmı?

Ha birde meraklı insan tipinden;
Mesaj geldiğinde başını senin telefonuna usulca yaklaştıran arkadaş modeli oda tiksinçdir be abi.Yok onu bunu bırak bu kadar kendini patlatıyon görmesin diye,mesajın turkcellden geldiğini görünce nedir bu rahatlama...

Bu böyle devam etmez...


Birde çok soru soran akraba modeli vardır...
Başıma herzman geliyor...
Sınav zamanlarının başladığı tarihler.kimse yazlılı olduğumu bilmesin beni germesin diye kimseye söylemem yazılı olduğumu.Ama gel gör ki ortamı geren bir akraba çıkıverebiliyor...

'Oğlum dersler nasıl?.Yazılıların nasıl?
'İyi enişteciğim iyi...aa baba iş yerinde ne olduğunu anlatsana'

tabi ki kaçmak için yapılıcak çare bu...
kaçamak cevap ve ardından gelen soru!
herzaman sıyrıldım bu işten benden söylemesi...
Bazı akrabalar ise bu soruyu sorduğunu unutup tekrar sorabiliyor o zaman yapılıcak tek şey odayı terk etmek !
Kaç o odadan arkadaşım kaç!


Bu böyle devam etmez...


Tamam Türkiyemizin en tropikal yerinde tatil yapıyor olabilirim(Antalya)
ama sanki maldivlerdeymişim gibi sorular gelebiliyor
'ohh hayatını yaşıyosun sende'
'Ulan ne yaşaması 100km altındayım'
'Ohh güneş,deniz,kum yaşa sen hayatını.Çağırma zaten bizi'
'ulan sen İstanbuldasın orada güneş ne zaman yok oldu.Marmara denizi ne zaman kurudu?'

Birde 'çağırma zaten bizi' böyle bir sitem biçimi var.

Bu böyle devam etmez...
Herze-gü
_______________________________________Alp enes....

Yeni nesil...

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Herze-gü

Herkes zaten yalanda
Birde sen yalan olma

Aç gözlerini bak boşluğa
Ama sakın karanlıkta kalma

Dayanamam yazarım umarsızca
Sakın sende benim gibi aşık olma

Aç gözlerini,bak sevdiğin adama;
Benim gibi gözlerine sarhoş, kim bakabilirki?

Oku bunları bunları meleğim
Ama sakın hiçbirini takma...
Çünkü aşkından herze-gü durur karşında...

HERZE-GÜ

13 Temmuz 2009 Pazartesi

ELVEDA hiç benim olmayan aşkım...

Ellerim titreye titreye yanına geliyordum.Kalbimde çok hızlı atıyordu.ritmi garipleşmişti.
dilim tutulmuştu.birkaç saniye durdum.rahatlamayı bekledim olmadı.üstüne üstelik gözlerimde sulanmıştı.kafama vurdum.'hey ne olabilir ki,kendine gel' dedim içimden....

O sözü söylemeyi nedense okulun son günü söylemeyi tercih ettim.
Nedeni ise cevap hayır olursa olsun yüzünü bir daha göremeyecek oluşumdu.ama yüzünü sen beni sevmesen bile her saniye görmek istiyordum.belkide korku vardı içimde.
neden olmasın ki.sen ve ben...hiç olmayacak birşeydi.
okulda bir sürü sana hayran erkek vardı.Çoğu zengin,yakışıklı ve karizmatik!

İlk kez sana bu kadar aşık olmuştum.Belkide sen fark etmemiş olabilirsin ama bütün bir yıl boyunca arka sıranda oturup saçlarına bakmak beni gerçekten bitirmişti.Saçlarını okşamayı o kadar çok isterdim ki.Seninle arasıra konuşsak bile dünyanın en mutlu insanı oluyordum.Hele son günlerdeki sabahlara kadar konuşmamız...Ne yaptığının farkındamısın?

'Merhaba' dedin.sesin öylesine tatlı çıkmıştı ki.
Yutkundum.
'Aslında söylememem gereken birşey ama.olsun.Cevabı bile bile söylicem....'
Birkaç saniye sessizlikden sonra yüzüme garip bir ifadeyle baktı.
'Seni seviyorum'
Etrafına bakındı.Sanki cevap arıyor gibiydi.
Anlamıştım sevmiyordu işte.Kalbim daha yavaş atmaya başladı.Göz kapaklarım ağırlaştı.Terlemeye başladım.
Parmağımı dudağına götürüp bastırdım.Çaresiz biçimde ellerimi indirdim.Başımı yere eğip yürümeye başladım...
'Hey bu kadar ümitsizmiydin yani' dedin.istemsizce sana döndüm.
'İnanmıyacaksın ama bende'....Bu sözler sanki bana cennetten gelen bir ilahi gibiydi.Melekler senin sesini çalıp etrafımda söyleniyorlardı.
O anda kalbim tekrar o ritimsiz haline döndü.ellerim titremeye başladı.Değişen bir şey vardı o da,gözlerim.

Gözlerimi senden ayırmadan bakabilmek inanılmaz birşeydi.Tekrar bebek hissettim.
Ve dayanamadım sana sarıldım.
İrkilmiştin...
'Pardon.Kendimi tutamadım.Bu nasıl oldu bilmiyorum ama seni gerçekten seviyorum.'
'Önemli değil alp.Bende seni seviyorum.'
Bana doğru yaslandın...Ellerini açtın ve bana sarıldın.
Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki duymaman mümkün değildi.

Bilemiyorum senle ne kadar konuştuk o taş kaldırımda,ama ben bir ömür o taş kaldırımda; yüzüne bakıp,ellerini tutmayı istiyebilirdim.
Sadece aşk!


Eve gittiğimde kalemi kağıda sarılıp yazmaya başladım

Öldürmek mi istiyosun beni hayat
Durma devam et
Cennetinden getirdiğin melek
Çalar ruhumu istemeyerek

O melek ki tek
Aklımda hep
Cennetinden getirdiğin melek
Kalbimi geri vermeyecek.


Sadece yazıyordum...

_____________________________________________________________

Seninle geçirdiğim bir ay gerçekten hayatımı yaşadığım zamandı.asla öyle mutlu olmamıştım.
El ele gittiğimiz sinemalar,parklar ve restorantlar benim için cennetin yerini almıştı.
Senin yanın bana cennetti.
Kaç kere mutlu aşk dolu şiirler yazmıştım sana...binlerce mi ?
Biliyorum saçma olabilirdi ama benim duygularımın yansımasıydı.


Ahh.O gün o kara gün.
Çok soğuktun.Herzaman soğuktun ama bu defa çok fazlaydı.elini tuttuğumda bile çekmiştin.
Birden yüzünü bana döndün.
'alp yeter artık' dedin.
adeta afallamıştım.
'Başka biri var Alp.artık olmuyor böyle.devam edemiyordum'
Gözlerim sulanmaya başladı.Kalbim atmıyordu.nefes alamıyordum.Kendi çığlıklarımda boğuluyordum.
'Neden' diyebildim.
'Alp lütfen artık konuşmayalım'.
'Kimi seviyorsun'
'Cenk'
Gerçektende dediğim tiplerdendi.herşeyi vardı.Bir grupta bateri çalıyordu.Arabası vardı.Yakışıklıydı.Ve bizden yaşca büyüktü.Onun yanında koskoca bir hiçtim.
Yıkılmıştım ama onu gerçekten anlıyordum beni ne yapsın ki?

'Neden kabul ettin?...Neden bende seviyorum dedin?'.Bu sorular ürkek çıkmıştı ağzımdan.
'Kendimi yalnız hissediyodum Alp anla beni' dedi...Kullanılmıştım
'Senle çıktığımızdan bir hafta sonra Cenk çıkma teklifi etti.Kabul ettim.Ona senden hiç bahsedemedim.'
'Haklısın ben sana layık değilim.Sana sadece aşkımı,sevgimi ve şiirlerimi vermekten başka hiçbirşey veremem.Kölen olmaktan başka hiç birşey yapamam.'
'Lütfen öyle söyleme' dedi
'Beni hiç sevdin mi?' artık sözlerim kararlılıkla ve üzgün çıkıyordu.herşey bitmişti uzatmanın manası yoktu.
Ağzını açtı.Kekelemeye başladı.parmağımı dudağına bastırdım.Tıpkı o konuşma gibi.ama tek bir değişik şey vardı.bunun sonu mutlu değildi.
'Lütfen artık yalan söyleme'
Parmağım hala onun yumuşacık dudaklarındaydı.son kez öpebilmeyi o kadar isterdim ki.
Sesini son kez duymak isterdim.
Yüzüne son kez baktım...Gözlerinin içine son kez...
'Elveda Hiç Benim Olmayan Aşkım...'
Bu onla son konuşmamızdı.

Arkama bakmadan uzaklaştım onun yanından.hava kararmaya yüz tutmuştu.Rüzgar yüzüme çarpıyordu.Sanki ağlamamam için beni teselli ediyordu.

Eve geldiğimde düşündüğümdende hain olan hatıralarla karşılaştım.İkimizin fotoğrafı.
Gülüyorduk son derece mutlu bir biçimde.Ama onun gülüşü gerçek değilmiş.Kim bilir bana bakarak kimi düşünüyordu.
Fotoğrafı aldım.Çerçeveden çıkartıp üstüne şu dizeleri yazdım..

gene kendimi kandıran ben oldum
gene gitti umutlar
gene bir ben kaldım
gene yapayalnız bir yürekle kaldım

seni arıyorum her yerde,her seste
inanamazsın her an,her an her saniye
biliyorum bulamayacağım seni
ELVEDA hiç benim olmayan aşkım...

En son hissettiğim soğuk demirin bileklerimde yarattığı üşüme hissi...

Herze-gü<
alp>

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Gittin gideli bebek;

gittin gideli bebek;
sokakta kedinin tekini tam domalmış sıçarkene gördüm,nedense ellerimi kediye doğru göstererek güldüm.Kedi utanarak olay yerinden kaçtı bebek...

gittin gideli bebek;
Gezmeye çıkarken künye takıyım dedim bebek.yapılmayan espri kalmadı.Otobüs muavini ''öğrenci alacaktım ama asker aldım' dedi ve gülmeye başladı.Asker abiler ayağa kalkıp 'emret komutanım'dediler.utandım rezil oldum bebek...

gittin gideli bebek;
dişimi fırçalarken fırçayı yutup garip bir ölüme neden oluyordum bebek

gittin gideli bebek;

televizyonda oynayan reklamların şarkılarını söylemeye başladım...''solo solo soloooooooooooo''

gittin gideli bebek;

Gurder kimp(reklam sansür)den en büyük boy milkshake aldım.tam pipeti açıcakken elimden kaydı düştü bebek.milkshake'e mi çalışanların bana bakmasına mı bozuldum bilemedim...utandım.arkama bakmadan uzaklaştım

gittin gideli bebek;

Yolda adlı bir kitap varmış.Aradım yok ama...Yazarın adı ayrı bir olay bebek.yazarın adına 'Jack Kuruağaç''diyen bir benim galiba bebek.araştırdım''Jack kerouac''mış...evet zor dimi...

gittin gideli bebek;

Romantik şarkı bulamadım...Full heavy devam...

gittin gideli bebek;

Ecnebi kızlarına sarkmaya başladım...Hiç olmazsa İngilizcem ilerliyor diye kendimi avuttum bebek

barış abiye özendim ;)
tekrar özendim bebek...

Uzaktan kumandalı araba

Ne kadar masum geçti küçüklük...
Daha dün gibi babamın uzaktan kumandalı arabayla eve gelişi.ne kadarsa mutluydu o.
sanki kendisi için almıştı arabayı.zaten o oynuyor diye sıra bir türlü bana gelememişti.
ne yazık ki uyku vaktimde gelmişti.

Ben her çocuk gibi sütümü içip uyumadım.Yada kendi yatağımda oyuncak ayıma sarılıp kafamı yastığa koyupta uyumadım.Korkağın tekiydim.Her zaman anne ve babamla uyudum.Onlarsız bir gecem geçmemişti.
Ana kuzusumuydum?
'Hayır'
Sadece bir vampirin yada başka türlü yaratıkların beni yemesinden korkuyordum.
O korkular geçincede yerini Hırsız korkusu aldı.Beni öldürebilirdi.Karnımı deşebilirdi...
Bu düşünceler beynimin bir yerinde yuva ededursun...çoktan uykuya varmışrım.

Sabah boynumda delik varmı diye baktığımda,her zamanki gibi hiçbirşeyim yoktu.
Annemi uyandırdım.sabahları çıkan o kalın sesimle;
'Anne ben acıktım' dedim

Annem isteksiz bir biçimde yatakdan kalktı ve tuvalete gitti.
Bende o sırada televizyonu açıp oynamakta olan ve herzaman gülen 'Şirinler'i izliyordum.Aklımdaki tek soru'acaba banada da görünürlermiydi'
Annem tuvaletten çıkınca;
'Anne ben uslu bir çocukmuyum?'diye sordum
Annem;
'Uslusun tabiki bebeğim'dedi.
15 dakika daha izledim ''Şirinler'i'' çünkü annem yemekleri yapmış hatta sofrayı bile hazırlamıştı.
Yemeğimi yedikten sonra arabalarımla oynadım.

'Çocukluk...ne yapacağımızı bilemeden hatta yapmadan bile mutlu olduğumuz zaman değilmdir?O saflık o içtenlik...'

Her zamanki gibi yapıcak birşeyler bulmuştum...

Nedense her ney yapıyorsan bıraktım.Çünkü artık neyaptığımı bilecektim...

Dün babamın eve getirdiği uzaktan kumandalı araba orda duruyordu.Ahh nasılda unutmuşum...
Kumandasını elime aldım sürmeye çalıştım.ama olmuyordu araba galiba bozulmuştu.birazcık kurcaladım olmamıştı.babam buna çok üzülecekti.onun üzülmesini istemiyordum.o yüzden malzeme çantasından çekiç ve tornavida aldım.arabanın başına geçip çekiçle vurmaya başladım.sonunda içi açılmıştı bürsürü tel ve kablo vardı ve sanırım sorun belliydi,yada ben öyle sanmıştım

Bana fazla gelen kablolardan bir kaçını kestikten sonra,kumadayı elime alıp tekrar çalışmasını denedim.Ama olmuyordu araba artık çalışmıyordu ve babam buna çok üzülecekti...

Akşam babam kapıdan içeri gelmeden kucağına atladın ve öpmeye başladım.
annem çabucak mutfağa gelip yemek yememizi istedi.Annem karnıbahar yemeği yapmıştı.Pek fazla sevmezdim ama ikisininde zorlaması sonucu bitirdim.
Babam üstünü giyindikten sonra salona gitti.babama üzgün bir ifadeyle;
'Babacım araba artık çalışmıyor tamir ettim ama çalışmadı'dedim
Benim odama doğru yürümeye başladık,
Babam benim odama girdikten sonra arabayı gösterdim
Çok sinirlenmişti.
'Bunu senmi yaptın'dedi.Darmadağın olmuş arabayı işaret ederek.
Ben ise korkarak;
'Evet dedim'
Babam elini savurdu ve yüzüme bir tokat attı...

Yaptıklarımızın sonucu iyi olsa bile kendimiz sorumluyuz...

Herze-gü<
Related Posts with Thumbnails