/> href=

23 Haziran 2009 Salı

Bulut gibi yaşamak

Bulutlar...dünyanın acısını çekerler.kimileri dayanamaz yaklaşır yeryüzüne.Kimileri tiksinir uzaklaşır bizlerden.cefakarlardır.iyi bir dosttur.görüntüsüyle büyüler.
dünde böyle bir olay yaşadım...alakası bulutlardı.

Yaşadığım dünya mutlu bir yer değil.Savaş,aşk,cinayet,ölüm,yoksulluk...daha nicesi var.
savaşta ölen çocuklar,açlıktan ölen insanlar...mutsuzluk heryerde.
sabah uyandığımda bir umutla dışarı baktım.malesef gene siyah bulutlar etrafı sarmıştı.güneş yüzünü gösteremiyordu.umut burayı çoktan terk etmişti artık.her zamanki gibi dışarı çıktım.daha 2 gün önceki aldatılışımı düşünüyordum.nasıl sevmiştim oysaki,kaltak ilişkimize hiç acımadan bir paçavra gibi atmıştı beni.hem gözlerim gösterdi o anı,hemde bunu rahatlıkla söyleyen o inandırdı kulaklarımı.ahh ona bu kadar kızsam bile o kadar çok seviyordum ki.
bir gök gürültüsüyle düşüncelerimden ayrıldım.o kadar korkutucuydu ki sanki kalbimin içinden geçenleri haykırıyordu.Yol altımdan kayıp gidiyordu.ana yola vardığımda aklım hala onunla meşguldu,zaten 2 gündür tek düşündüğüm şey oydu.tekrar gök gürledi.ama bu sefer kendime gelemedim.üzerimde bir baskı hissettim.neden başımı kaldıramıyordum,neden ellerim oynamıyordu.3 dakika sessizlikten sonra kendime geldiğimi sandım.gözlerim kararmıştı,ölmüşde olabilirdim ama ölsem artık hissederdim.birden bir hafiflik ve sonra gördüğüm şey öldüğüme ikna olmamı sağladı.

yerdeki bendim.kanlar içinde uzanmış duruyordum.herkes etrafımda duruyordu.galiba tam arkamda duran kırmızı araba bana çarpmıştı.hisettiğim de buydu.yerde ne kadar da masum duruyordum...nedense mutluydum.ama neden,kendi kendime;
-hey dostum sen öldün...değiştir o yüzündeki ifadeyi.dedim.
ama mutluydum gene bitmişti herşey.her türlü acı son bulmuştu...ama acaba nereye gidiyordum.daha fazla havalanacağımı sandım ama ölmeden önceki baktığım ağlayan ve gürleyen bulutun yanında olduğumu gördüm.mırıldanıyordu.
-insanlar ağlıyor,ölüyor,intihar ediyor ve benim yapacak bir şeyim yok.sen de ağlıyordun...
neden herkes ağlıyor.
-Dünyanın bir oyunu olduğunu düşünüyorum.dedim
Bulut 2 kere daha şiddetli şekilde gürledi.Eğer ölmemiş olsaydım sağır olabilirdim.Bulut her dakika daha şiddetli ağlıyordu.aşağıya baktığımda artık cesedimin yanında değildim.yerde uzanan 2 tane aşık vardı.2side kurşunlanmıştı.açık kalmış gözleri sanki hala birbirlerine bakıyordu.katilleri de yanı başında onlara bakıyordu.onunda yüzünde acı ifadesi vardı.onlara daha fazla bakamadı.ve ordan koşarak uzaklaştı.bulut ağlamakla ses tonuyla;

-biraz önce gördüğün adam kızkardeşini öldürdü.buna budara töre diyorlar.

-peki neden kızkardeşini vurdu.insan buna nasıl kıyabilir ki?

-kızın yanında gördüğün adam...birbirilerini çok seviyorlardı.ama kızın ailesi onunla olmasını istemiyordu.iki aşık kaçmaya başladı.ama daha fazla kaçamadılar.aile çoktan toplanıp ikisinin öldürülmesine karar vermişti.

Bulut daha fazla ağlıyordu artık.daha fazla gürlüyordu.durmadan tükeniyordu.artık küçücük olmuştu.kendini toplamaya çalıştı.yapamadı.bir insanın son sözünü söyler gibi

-gördün mü?...artık bende gidiyorum.geldiğimden beri bu hayata hep ağladım ve artık tükendim.dayanamıyorum.kendine iyi bak!

Zavallı bulut bütün acılarımızı içine çekip ağlamıştı.sinirden gürlemişti.ve en sonunda ağlamaktan kendini yiyip bitirmişti.

Üzülmüştüm gördüklerime.kendi ölümüm,2 kişinin zalimce ölümü,beni gerçekten yaralamıştı.gözlerimden süzülüyordu yaşlar...peki bana şimdi ne olacaktı.Hep burda mı kalacaktım...
Birden ayaklarım bulutların üstünden kesildi.Gene bir yere gidiyordum...
uzun bir süre gittim...uzakta yalnız bir bulut vardı.gökyüzünde bi o vardı.ama çok büyüktü,kapkaraydı.oda ağlıyordu.
yanına geldiğimde gürledi.aşağıya bakıyordu.merakıma yenik düştüm.

Aşağıda bir bebek vardı,açlıktan bir deri bir kemik kalmıştı.Annesininde ondan farkı yoktu.İncecik derilerinin altından zorlanırcasına çıkan kemikleri görmek hiçde zor değildi.yaklaşık 30 kişi bir kuyunun başında toplanmış kurumuş,kurtlu kuyudan su çekiyordu.peki bu su,daha ne kadar yetebilirdi?

O koskoca bulutda yavaş yavaş bitiyordu.Bir masalın sonunu izlemek gibiydi,o bulutun bitişi...


-Yaptıklarından kaderini suçlama...
diyebildi.

Son 5 dakikasını ağlayarak ve gürleyerek harcadı.

Kendimi berbat hissettim,son 6 saatte yaşadıklarım... şok etti beni.
Gördüğüm onca insan...
O ölü insanlar...
Artık dünyada değillerdi.
Bende değildim sanırsam.

Neden kabullenmiştim aldatıldığımı...neden o kaltağa boyun eğmiştim.hayat karşısında boynumu bükük gezmiştim.pişmandım yaptıklarımdan...
Tekrar kendi ölüm geldi önüme.Ne kadar saf bakıyordu açık kalmış gözleri.Bir ezikliği kabul edermiş gibi.Sonuçta aşktı bu.Diğerleri gibi acılar değildi.Sonunda ölümde vardı belki ama,ben onunla beraber değil yalnız ölmüştüm.Aç yaşamamıştım.Şanslı hissedebilirim kendimi.
Şendi ölüme daha yakından baktım,kulağına eğildim.Ve alexdander pope'un en sevdiğim dizesini söyledim...

-Aşk dediğimiz şey,hayatımızın doğum sancısı değilmidir?

O iki siyah göz kıpırdadı
Belki bende o bulutlar gibi kendimi tüketmiştim.
Ama kim bilir belki damlalarımdan yeni bir ben oluşturabilirim.

!>Herze-gü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bi yorum yapabilirsin

Related Posts with Thumbnails